Pınar Ayna
PINAR AYNA
“O en başta hayal ettiğim her şeye kavuştum, hem de fazlasıyla…"
Girişim Savaşçısı Programına başvurduğumda henüz 12 aylık bir bebeğim vardı ve yaklaşık
üç buçuk aylık da hamileydim. Daha yeni anne olmaya alışmaya çalışırken, ikinci bebeğini
bekleyen bir annenin psikolojisini hayal edin… Ama benim tek düşüncem bu değildi. Aslında
sürekli olarak bebeklerimi nasıl bir dünyada büyüteceğimle ilgili kaygılarım vardı.
Kaygılarımın ötesinde, benim de bir şeyler yapmam gerektiği inancım gün geçtikçe
güçleniyordu. Bir şey arıyordum ama ne? Kendimi keşfedebileceğim, yeteneklerimi ve
donanımlarımı kullanabileceğim, üzerine daha da katabileceğim, gerçek anlamda hayata
geçirebileceğim, üstelik bunu tek başıma değil, benim gibi düşünenler, hissedenler ile birlikte
yapabileceğim bir şeyler… Çok fazla mı istiyordum? Evet. Ama istediğim buydu, hayal
ettiğim buydu…
İlk önce İnstagram’da bir tanıtım gördüm, “Fark Et, Fark Yarat”. Çok güçlü mentorların da adı
geçiyordu. Hemen ilana tıkladım ve tanıtım yazısını okudum. Yazılanlar bana yakındı, daha
da merak ettim. Bir de başvuru formuna bakayım dedim. Bir baktım ki iki saat olmuş ve ben
hala uzun uzun başvuru formu dolduruyorum. Ve gönder… Ertesi gün, başvurunu inceledik
ve uygun bulduk Pınar, mülakat için tarih seç diye bir mail aldım. Ve hemen bir tarih seçtim.
Mülakat tarihi yaklaşırken karnımdaki minik bebeğimle ilgili bir takım problemler ortaya
çıkmaya başlamıştı. Mülakatın olacağı hafta oldukça stresli idi. Bir taraftan kızım da hastaydı
ve tüm gün hasta bir bebek ve bozuk bir psikolojinin üzerine akşam mülakatım vardı. Kızımı
akşam uykusuna yatırdım, nöbeti eşime devrettim ve mülakat için salonun ışığından, saçım
ve makyajıma kadar hazırlandım. Mülakat saati geldiğinde hazırdım. Mülakatı yaptım. Ertesi
gün, programa kabul edilmiştim.
Acemi Birliği başlıyordu. Kızımı annem ile babama emanet edip, eşimle birlikte İstanbul’a
yola çıktık. İlk kez ayrılıyordum kızımdan ve karnımdaki minik bebek maalesef iyi değildi…
Ama ben 200 saatlik eğitim sonucunda, Acemi Birliğinden mezun olmayı başarmış, Usta
Birliğine kaydımı yaptırmıştım bile. Üstelik o hafta karnımdaki minik bebeğimi kaybedeceğimi
bile bile… Vazgeçmedim…
Sonra saatler Usta Birliğini vurmuş ve 300 saatlik zorlu eğitim başlamıştı. Tam Altı Hafta
boyunca, her hafta sonu, Bursa’dan İstanbul’a gittim geldim, gittim geldim… Zordu…
Vazgeçmedim…
Sonuç; mezun oldum. O en başta hayal ettiğim her şeye kavuştum, hem de fazlasıyla…
Kendi içimde macera dolu bir yolculuğa çıkıp, ne olduğumu, ne olmak istediğimi ve bu yolda
ne yapmam gerektiğini artık biliyorum. Umutluyum, güçlüyüm. Proje fikrim fikir olmaktan çıktı
ve hayata geçti. Bebek misali büyüteceğim bir girişimim var artık. Üstelik yalnız da değilim,
benim gibi düşünen ve hisseden harika bir ekibim var.
Bu muhteşem eğitimin bana fısıldadığı küçük sırlardan birini paylaşmak istiyorum son
olarak…
Hayat size istediğini getirir, buna yapacak hiçbir şey yok ama siz de hayata dilediğiniz gibi
cevap verebilirsiniz. İşte sizin farkınız da burada gizli…